Batı Anadolu’da Bir Âşık: OZAN NİHAT (*)

Ozan Nihat, halk müziÄŸinin coÅŸkuyla çalınıp söylendiÄŸi ve halk oyunlarının her fırsatta coÅŸkuyla oynandığı, müzikle iç içe yaÅŸanan bir bölgemizde, Gireniz deresindeki Gölcük köyünde, 1950 yılında doÄŸmuÅŸtur. Müzik ve foklorun yoÄŸun yaÅŸandığı bir bölgenin çocuÄŸu olmasının yanı sıra, babasının baÄŸlama çalması ve genlerinden gelen kabiliyet de onu müziÄŸin sihirli girdabına çekmiÅŸtir. Ortaokul yıllarında baÅŸlayan baÄŸlama ile dostluÄŸu lise yıllarında geliÅŸerek devam etmiÅŸ; lise sonrasında iÅŸçi olarak gittiÄŸi Almanya’da zirveye çıkmıştır. Almanya’da ve Avrupa’nın birçok ÅŸehrinde tertiplenen müzik dolu gecelerde, Ozan Arif, Âşık YaÅŸar Reyhani, Hilmi Åžahballı, Abdülvahap Kocaman, Yusuf PolatoÄŸlu gibi âşıklar ve ÅŸairlerle tanışmıştır. Bu ortamdan doÄŸan etkileÅŸim sonucu Nihat Sönmez’in tavrı ve tarzı âşıklığa meyleymiÅŸ; Almanya’da yaÅŸadığı yıllar içinde, Türk Federasyonunun tertiplediÄŸi gecelerde adı geçen âşıklarla birlikte çalıp söylemeye baÅŸlamış ve nihayetinde bugün tebliÄŸimize konu olan Ozan Nihat ortaya çıkmıştır.

Ozan Nihat, Denizli’de ve Batı Anadolu’da yaÅŸayan bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki âşıklardan bir tanesidir. Merhum Âşık Ali TaÅŸ’tan sonra âşıklığın ÅŸehrimizdeki tek temsilcisi olarak çalıp söylemektedir. Dört tanesi Avrupa’da, iki tanesi de Türkiye’de hazırlanmış altı müzik kasetinin sahibidir. Ayrıca Prof. Dr. Saim SakaoÄŸlu’nun teÅŸviki ile AraÅŸ. Gör. Zekeriya Karadavut’un hazırladığı “Ozan Nihat” adlı kitap, 1993 yılında basılmıştır. Almanya’daki kasetleri, Türk Federasyonunun yayın faaliyetleri birimi olan Alp Kasetçilik tarafından gurbetteki iÅŸçilerimiz için piyasaya çıkarılmış ve pazarlanmıştır. Türkiye’de ise iki kaseti piyasaya çıkmıştır. “Ya Sev Ya Terket-Susurluk Yolu” ve “Göç” adlarını taşıyan bu kasetlerin yapımcısı Çetiner Müzik Yapımcılık Åžirketidir.

Ozan Nihat, 1972 yılında gittiÄŸi Almanya’dan 1987 yılında dönmüÅŸ ve Denizli il merkezine yerleÅŸmiÅŸtir. Halen bir ayağı Avrupa’da, diÄŸeri Türkiye’de olmak üzere, elinde baÄŸlaması ile yaÅŸamakta; buralarda tertiplenen gecelerde Denizlili bir âşık olarak çalıp söylemektedir. Evlidir; dört çocuk ve bir torun sahibidir.

Bu kısa giriÅŸten sonra Ozan Nihat’ın eserlerini ve eserlerindeki özellikleri ele alalım.

Avrupa’da Çıkardığı Kasetler:

Ozan Nihat, Almanya’da bulunduÄŸu on beÅŸ yıl içinde, Avrupa’nın neresinde Türk varsa oraya gitmiÅŸ, Türk iÅŸçilerine çalıp söylemiÅŸtir. Almanya’da faaliyette bulunan Alp Kasetçilik tarafından dört kaseti piyasaya sürülmüÅŸtür. Bunların adları ve yapım tarihleri ÅŸöyledir:

1-Birlik Olalım (1981).
2-Dertli Nine Dertli Torun (1983).
3-Yâr Olmayınca (1986).
4-Garip Yavrular (1992).

“Birlik Olalım” adlı kasette (14) parça mevcuttur. Ağırlıklı olarak yurdumuzun ve gurbetteki insanımızın durumu dile getirilmiÅŸtir. Komünizm tehlikesine dikkat çekilmiÅŸ, ülkücülük-milliyetçilik anlatılmış, millî kültür ve anlayışta birliÄŸe çaÄŸrılan insanımıza moral verilmeye çalışılmıştır. Bu kasette, o yıllarda Afganistan’daki Rus zulmünü kınayan bir parça da yer almıştır.

Ozan Nihat, ikinci kasetine “Dertli Nine Dertli Torun” adını vermiÅŸtir. Bu kasette (15) eserine yer vermiÅŸtir. Bunlarda iki tanesinde Almanya’daki iÅŸçilerimizin durumunu, bir tanesinde sınır kapısında çekilen zahmeti, bir tanesinde de yurt dışından ülkemizin görünüÅŸünü çalıp söylemiÅŸtir. Bu kasetine Levni’den bir ÅŸiir, KaracaoÄŸlan’dan bir deyiÅŸ almıştır. DiÄŸer parçalarda yine ülke gerçeklerini dile getirerek insanımızı gerekli tavrı almaya davet eden Ozan Nihat, kasetteki diÄŸer üç eserinde de güzel günlerin geleceÄŸini söyleyerek insanımıza moral vermeye çalışmıştır.

Bu kasetteki ÅŸiirlerinden bir tanesi ozanın Almanya’dan ninesine mektubudur. ÖÄŸretmen (merhum) Mehmet Yılmaz’ın mahallî ÅŸiveyle yazdığı “Umman Ninenin Mektupları” adlı eser, merhum Özay Gönlüm’ü etkilemiÅŸ ve eserlerine damgasını vurmuÅŸtu. Aynı etki, Ozan Nihat Sönmez üzerinde de görülmektedir. Ozan, ninesine mektup ve nineden mektup ÅŸeklinde ifade ettiÄŸi ÅŸiirlerinde, (pakleyon, cımık, itipbala, deyo bene gibi) mahallî aÄŸzı ve kelimeleri kullanmıştır.

Ozan Nihat, Avrupa’da iken, 1986 yılında “Yâr Olmayınca” adını verdiÄŸi üçüncü kasetine kavuÅŸmuÅŸtur. Bu kasette yer alan (10) parçadan beÅŸ tanesi Almanya’daki insanımızı ve onların çalışma ortamını anlatırken dört tanesi de tasavvufî içeriklidir. Bir tanesinde de ülkemizin durumu anlatılmaktadır. Ozan bu kasetteki iki eserini “nineye mektup” ve “nineden mektup” tarzlarında yazmış; dinleyenlerine, baÄŸlamasının eÅŸliÄŸinde ÅŸiir ÅŸeklinde sunmuÅŸtur.

“Garip Yavrular” adını verdiÄŸi, ozanın ülkeye dönmesinden sonra Avrupa’da çıkan dördüncü kasetinde 12 eser vardır. Bu kasette ağırlıklı konuyu evliliÄŸe ayıran ozan, evlilik üzerine dört esere yer vermiÅŸtir. Yıkılan yuvada anasız babasız kalan çocukların durumunu anlattığı bir eserini, “Garip Yavrular” adıyla kasete ad olarak vermiÅŸtir. Ozanın 18 yıl sonra yuvasının yıkılması onu üzmüÅŸ, evlilik konusunda duygu ve düÅŸüncelerini dile getiren bu dört parçayı çalıp söylemesine sebep teÅŸkil etmiÅŸtir. Ozan Nihat, bu kasetteki diÄŸer iki parçada hayatını anlatmıştır. DiÄŸer parçalardan birinde insan ömrünü hikâye etmiÅŸ; iki tanesinde Almanya’daki iÅŸçilerimizin durumunu, birinde yapı kooperatifleri kurarak insanımızı sömürenleri konu edinmiÅŸ; bir parçada da doÄŸruluÄŸa dürüstlüÄŸe davet eden sözlerle nasihat etmiÅŸtir. Ozanın bu kasetinde de bazı dörtlüklerini baÄŸlamasının eÅŸliÄŸinde ÅŸiir olarak okumayı ihmal etmediÄŸi görülmektedir.

Türkiye’de Çıkardığı Kasetler:

Ozan Nihat, Avrupa’da dört kaset neÅŸrederken Türkiye’de henüz iki kaset sahibidir. Kendi ifadesiyle “çıraklık dönemini yurt dışında tamamlayan” ozan, bizim görüÅŸümüzle artık yaşı ve tecrübesiyle sanatında olgunluÄŸa ermiÅŸtir. GeldiÄŸi bu seviye ile ozanımızın yarınlara kalacak eserler vereceÄŸini umuyor ve yeni kasetlerini bekliyoruz. 

“Ya Sev Ya Terket-Susurluk Yolu”, bu, ozanın Türkiye’de piyasaya sunulan ilk kasetidir. Ozanın kendine ait (14) parçadan oluÅŸmuÅŸtur. Bu kasette, iki eser ön plâna çıkmış ve kasete adını vermiÅŸtir. Birincisinde; ülke içinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup da fikir ve eylemleri ile Türk milleti ve devletinden yana davranmayanlara, “Ya sev ya terket!” diye seslenilmektedir. Bu parça, kasetin başına ilk eser olarak alınmış ve ÅŸiir olarak okuyuculara sunulmuÅŸtur. Ä°kincisinde, Susurluk ilçesinde meydana ölümlü trafik kazası yorumlanmaktadır. Ozan, bu kazayı “meçhul bir kaza”; bu kazada ölenleri “vatana bir deÄŸil bin veren canlar” olarak görmektedir. Ölenlerin ÅŸehit, yaralanan kiÅŸinin gazi olduÄŸuna inanmakta ve onları –Türk düÅŸmanı milletlere karşı baÅŸarılı iÅŸler yapmış kiÅŸiler olarak- sahiplenmektedir.

Ozan Nihat, bu kasetindeki bir eserinde Ermeni’yi, bir diÄŸerinde de Yunan’ı ikaz etmekte; diÄŸerlerinde insanımızın ve milletimizin durumunu anlatarak, bölücülerin karşısında el ele, birlik olmak gerektiÄŸini tekrar tekrar söylemektedir. Bu kasette yer alan “Vatan Bizim Yurt Bizim” adlı eser, ozanı tanıtan kitaptaki ÅŸiirleri arasında yer almıştır.

Ozan, kasetteki on dört parçanın dört tanesini, sazının eÅŸliÄŸinde ÅŸiir olarak okumuÅŸ, bir tanesinde dörtlükleri ÅŸiir ve türkü ÅŸeklinde sunmuÅŸ, diÄŸerlerini türkü ÅŸeklinde okumuÅŸtur. Ozan, eserlerinde, dinleyenlerinin gönlüne vatan, millet, bayrak sevgisini vermekte; bu müspet tavrıyla tarihî bir görevi yerine getirmektedir. 

“Göç”, ozanın ülkemizde yayımlanan ikinci ve son kasetidir. 12 eserden meydana gelmiÅŸtir. Milliyetçi Hareket Partisinin lideri Alparslan TürkeÅŸ’in ölümü üzerine duygulanan ozan, duygu ve düÅŸüncelerini göç isimli eserinde dile getirmiÅŸtir. Bu eser, adını verdiÄŸi bu kasette ön plâna çıkmıştır. “Göç” adlı parçanın hemen ardından seslendirdiÄŸi “Bu Kervan” adlı eserde de “TürkeÅŸ’in adının ve fikirlerinin yaÅŸatıldığını belirtmiÅŸtir.

Ozan Nihat, bu ikinci kasetindeki altı eserinde ülkücü gençlere ülkenin içinde bulunduÄŸu durumu anlatarak onlara moral, aÅŸk ve ÅŸevk vermeye çalışmıştır. Bir diÄŸer parçada KürÅŸat’tan Yunus’a Türk büyüklerini ve milletini anlatmış, bir parçada da “baba ocağının önemini” vurgulamıştır.

Türk polislerinin cefakâr çalışmaları, özel harekât mensuplarının terör karşısındaki baÅŸarısı Ozan Nihat’ı duygulandırmış; ozan, bu kasete yer aldığı iki parçada Türk polislerinin çalışma ortamını ve baÅŸarılarını anlatarak onları övmüÅŸtür.

Ozanın bu kasetine kitabındaki ÅŸiirlerden hiç alınmamıştır.

Bir Kitap: Ozan Nihat: 

119 sayfalık bu kitap beÅŸ bölümden oluÅŸmuÅŸtur. Ä°lk bölümde ozanın hayatı, âşıklığı ve kullandığı mahlâslar kısaca konu edilmekte; ikinci bölümde de ozanın ele aldığı konulara dikkat çekilmektedir. Üçüncü bölümde ozanın ÅŸiirlerinin özellikleri ÅŸekil ve kâfiye açılarından tanıtılmakta; dördüncü bölümde de sanatı anlatılmaktadır. BeÅŸinci bölüme, Ozan Nihat’ın –o zaman mevcut bulunan- 176 ÅŸiiri içinden 62 tanesi seçilerek konulmuÅŸtur. Bu bölümün sonuna diÄŸer âşık ve ÅŸairlerin ozanımız için yazdığı dört ÅŸiir eklenmiÅŸtir. Kitabına alınan ÅŸiirlerin ekseriyeti Almanya’da yazılmıştır. Åžiirleri, gurbet duygularını içermekte, buram buram vatan hasreti kokmaktadır. Kitapta, Denizli’de yazılan, çevresini ve ozanın kendini tanıtan ÅŸiirler de yer almaktadır.

Åžiirleri inceleyen Zekeriya KARADAVUT, “Nihat, ÅŸiirlerini 11’li, 8’li ve 7’li hece vezni ile söylemiÅŸtir.” demekte; “...diÄŸer âşıklarda olduÄŸu gibi yarım kâfiyenin daha fazla kullanıldığı”nı belirtmektedir. AraÅŸtırmacı, ozanın “daha çok (L) sesi ile yarım kâfiye yaptığı”nı ve “kâfiyenin her çeÅŸidi ile ÅŸiir söyleme baÅŸarısı gösterdiÄŸini” tespit etmiÅŸtir. Karadavut, Ozan Nihat’ın ÅŸiirlerinde, “TeÅŸbih ve teÅŸhis sanatına müracaat ettiÄŸinin; atasözü ve deyimlerden, hikâye ve efsane kahramanlarından faydalandığının” tespitini de örneklerle vermiÅŸtir.

Ödülleri:

Ozan Nihat, yurt içinde ve yurt dışında insanımıza seslenmek için dolaşırken ünlü âşıkların katıldığı bazı yarışmalara da iÅŸtirak etmiÅŸ, bunlardan iki tanesinden ödüllerle dönmüÅŸtür. 

17 AÄŸustos 1991 tarihinde Kırıkkale’de yapılan 1. Âşıklar Yarışmasında, güzelleme dalında birincilik, atışma dalında ikincilik ödülü almıştır.
18-20 Ekim 1996 tarihinde Erzurum’da yapılan 7. Geleneksel Türkiye Âşıklar Yarışmasında, doÄŸaçlama dalında birincilik ödülünü kazanmıştır. Ozan, bu yarışmanın ülke çapında yapılmış olması ve önde gelen âşıkların katılmaları sebebiyle, Erzurum’da kazandığı bu ödülü önemsemektedir.

Sonuç:

Bu, Ozan Nihat’ı kendi memleketi olan Denizli’de tanıtan ilk bildiridir. Bu sebeple hayatı, kasetleri, kitabı, ödülleri genel anlamda ele alınmıştır. Ozanın, âşıklık tarafı, edebî yönü, ÅŸiirlerindeki siyasî ağırlık, diÄŸer ozanlarla olan etkileÅŸimi, eserlerindeki dinî ve tasavvufî yön, mizahî ifadeler, mahallî söyleyiÅŸler, kültürel tespitler vb. daha bir çok açıdan ele alınması gerekir.

Ozan Nihat, Türk milliyetçisi bir ozan olarak tanınmış, daha çok Türk milliyetçisi kiÅŸi ve kuruluÅŸların tertiplediÄŸi gecelerde ve törenlerde çalıp söylemiÅŸtir ve söylemeye devam etmektedir. Bu sebeple o, medyanın “yok farzetme” anlayışının kurbanıdır. Ekranlar ona yasaktır, gazetelerde yeri yoktur. Oysa, deyiÅŸleri ve türküleri ile müspet bir örnek olarak televizyon kanallarında yer alması gereken bir ozanımızdır. O, bütün olumsuzluklara raÄŸmen üretime devam etmekte, ülkemizi ve insanımızı anlatan eserler yazmakta ve söylemektedir. Åžiirleri, deyiÅŸleri, türküleriyle ÅŸimdiden âşık edebiyatındaki yerini almış bulunmaktadır.

Ozan, her ne kadar, “Almanya’daki eserlerim çıraklık zamanımın ürünleridir.” dese de ÅŸiirleri güçlüdür. YaÅŸadığı ortam, insanımızın ve ülkenin durumu onu duygulandırmış; o duygulanmayla çok sayıda ÅŸiir yazmış; bu ÅŸiirleri de baÄŸlamasının eÅŸliÄŸinde türkü ÅŸeklinde okumuÅŸtur. Onun asıl çıraklıktan ustalığa varmasındaki saha, doÄŸaçlama dalında söyleyebilir ve usta âşıklarla yarışabilir duruma gelmesidir. Ozan, bize göre asıl çıraklığını bu sahada yaÅŸamış ve nihayet doksanlı yılların baÅŸlarından itibaren halkın karşısına atışma dalında çıkabilmiÅŸtir. 1996 yılında Erzurum’daki bir yarışmada doÄŸaçlama dalında aldığı birincilik ödülü, bizim bu görüÅŸümüzü doÄŸrulamaktadır.

Ozan Nihat, kitabında yer alan ÅŸiirlerinde ve hemen hemen her kasetinde yurt dışındaki iÅŸçilerimizin durumunu ele almakta, en gerçekçi ÅŸekilde anlatmaktadır. Bir dörtlüÄŸünde ÅŸu tespiti yapmaktadır:

“Nerde Türk va, orda bir ocak yakdık,
YerleÅŸip çadırın gazığnı çakdık.
Yanına da cami, minare dikdik,
Tam serdik döÅŸÅŸeÄŸi, çulları ninem.”

Ozan, bir baÅŸka tespitinde de gerçeÄŸi dörtlüklerinde ÅŸöyle yakalamaktadır:

“Ceplerim dolarken dünyam yıkıldı.
Gonca idim yapraklarım döküldü.
Sıhhatim bozuldu, belim büküldü,
Yedin gençliÄŸimi, yuttun Almanya.”

“AnneÅŸildi gurbet bizi dondurcek,
Paketleyip bi sandığa gondurcek.
Sonra uçağın bagejinde göndercek,
SaÄŸ salmecek cavır illeri ninem.”

Ozan yaptığı bu tespitlerin yanı sıra;
“Uyan devlet baba gör buraları,
Ne’dibbala bizi habarıñ va mı?” gibi söyleyiÅŸlerle uyararak gurbetteki iÅŸçilerimize gereken ilginin gösterilmesini istemektedir.

Ülkenin, insanımızın durumunu bütün kasetlerde ana konu olarak ele alan Ozan Nihat, “teÅŸhis” diyebileceÄŸimiz;

“Kimisi ter döker kimi bakarken,
Kimisi yutkunur kimi yutarken...” gibi söyleyiÅŸlerde de bulunmaktadır. Fakat yalnız ÅŸikâyet etmekle kalmayıp;
“Çalışsın irade, akıl;
DoÄŸru yolda korkma, atıl!” gibi ifadelerle çıkış için yol da göstermekte ve;
“Kara bulut üstümüzden
Uçacaktır Allah büyük.
Bu kara günler de elbet
Geçecektir Allah büyük.” diye moral vermekten geri durmamaktadır.

Ülkenin ve insanımızın durumu ile ilgilenen Ozan, bir yandan da Yunus misali için için yanmakta, baÄŸlamasının eÅŸliÄŸinde gönül sohbetleri yaparak, tasavvufî deyiÅŸler söylemektedir.

“Ef’al, sıfat ve zat sende dururken
Canan nasıl girsin yer olmayınca?” gibi ifadeler, onun mânâ âlemindeki yerini anlatması bakımından önemlidir.

Ozan, dörtlüklerini, baÄŸlamasının eÅŸiÄŸinde ÅŸiir ÅŸeklinde okumayı çok sevmektedir. Bazı parçalarında bir veya birkaç dörtlüÄŸü türkü ÅŸeklinde söyledikten sonra yine bazı dörtlüklerini birbiri ardınca ÅŸiir olarak okumaktadır. Bazı eserlerinde ise dörtlükleri birbiri ardınca türkü ve ÅŸiir ÅŸeklinde sunmaktadır.

Ozan Nihat’ın eserlerini solo ÅŸeklinde sunmasının dışında atışma dalında söyledikleri de âşık edebiyatı sahasındaki yerini göstermesi açısından önemlidir. Ozan, birçok defa birçok âşıkla karşılıklı atışmış ve bu sahadaki ustalığını sergilemiÅŸtir. Fakat maalesef, doÄŸaçlama ÅŸeklinde o an söylediÄŸi nice dörtlük, kayda geçirilmesi mümkün olmadığı için tespit edilememiÅŸtir.

Bu bildirinin sunulduÄŸu ÅŸu zamanda, Ozan Nihat’ın yaşı 53’e ulaÅŸmıştır. Ozanımıza, Allah’tan saÄŸlık diler, yurt içinde ve yurt dışında, insanımızın gür sesi olmaya devam etmesini temenni ederiz. Ancak, ikili sohbetlerimizde candan bir arzuyla söylediÄŸi ÅŸekilde, Batı Anadolu’da, bilhassa Denizli’mizde, çevresinde bir genç âşıklar hâlesinin yetiÅŸtiÄŸini görmek istemektedir. Bu arzu, bizim de gerçekleÅŸmesini çok istediÄŸimiz edebî bir ortam olarak hayallerimizi süslemektedir.
 
Hasan KALLÄ°MCÄ°
 
(*) 12-14 Eylül 2002 tarihleri arasında Denizli'de gerçekleÅŸtirilen EGAY-DER (Egeli AraÅŸtırmacı ve Yazarlar BirliÄŸi /DerneÄŸi) 1.Uluslararası Türk Medeniyetlerinde Sözlü Kültür GeleneÄŸi Sempozyumu'nda sunulmuÅŸtur.
 

Yorum ekle


Click
Geçmiş Programlarım
Atışmalar
Ä°ÅŸte Ben Yarenler
mod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_counter
mod_vvisit_counterBugün51
mod_vvisit_counterDün253
mod_vvisit_counterBu Hafta304
mod_vvisit_counterGeçen Hafta1346
mod_vvisit_counterBu Ay3339
mod_vvisit_counterGeçen Ay12228
mod_vvisit_counterToplam1330008

Åžimdi, 3 misafir sitede.
IP Adresiniz: 3.235.199.19