1980’li yılların ortalarında Türkiye’ye dönüÅŸ planlarımı gerçeÄŸe dönüÅŸtürme eylemine geçince anladım ki gurbette yabancı, vatanda Almancı olan bizlerin yurda dönüÅŸümüz pek de kolay olmayacak. Belki maalesef çocuklarımız da dönemeyecek. DönmüÅŸ olanların çoÄŸu da aradığını, umduÄŸunu bulamamanın hayal kırıklığıyla tekrar gurbete dönmenin yollarını arayacak… Bu acıyı da ÅŸu dörtlüklerle dile getirmeye çalıştım:
Ä°çim oldu keder, dert istasyonu,
Gara döndüm hala gurbet eldeyim.
Gelmiyor ÅŸu dünya hırsının sonu,
Kâra döndüm hâlâ gurbet eldeyim.
Gündüzü dumanlı gecesi ayaz
Almanya'ya küsmüÅŸ, uÄŸramıyor yaz.
Esmer rengim uçtu, oldum bembeyaz,
Kara döndüm hâlâ gurbet eldeyim.
Her tipten insan var sayım içinde,
Kalmak sabır iÅŸi uyum içinde.
Garnizona benzer hayım içinde,
Ere döndüm hâlâ gurbet eldeyim.
AkÅŸam olur boÅŸ odama dönerim.
Yol gözleyen yavruları anarım.
Hasretliğin ateşiyle yanarım,
Kora döndüm hâlâ gurbet eldeyim.
Anlatamam çalıştığım yerleri,
Emek verip akıttığım terleri.
Kaynak aldı gözlerimden ferleri,
Köre döndüm hâlâ gurbet eldeyim.
Yol yarıyı geçti, menzil yaklaÅŸtı,
Üç saç vardı o da ÅŸimdi tekleÅŸti.
Gençlik bitti, sakallarım aklaÅŸtı,
Pîre döndüm hâlâ gurbet eldeyim.
Ömür imtihandır, bu dünya yalan.
NİHAT'ım, var mıdır tek baki kalan?
Her fani varlığa mukadder olan
Yere döndüm hala gurbet eldeyim.
(Münih, 21.04.1985)